
Sürdürülebilir Beslenme
19 Eylül 2023
BÖLGESEL ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİ VAR MI?
6 Ekim 2023Herkese merhaba! Bu hafta sizlere aslında birçoğumuzun yaşadığı ama tam olarak ne olduğunu bilmediği bir konudan bahsedeceğim. Birçoğumuz egzersiz yaptığı günler daha aç olduğunu, diyet yaptığında gün boyu daha az hareket ettiğini veya uzun süredir aynı kiloda takılı kaldığını kilosunun düşmediğini söylüyor. Peki, bu neden oluyor? Acaba vücudumuz kilo kaybetmeyi istemiyor ve bunun için önlemler alıyor olabilir mi?
Genetik ve biyolojik faktörler; boyumuzu, göz rengimizi ve ayak ölçümlerimizi belirledikleri gibi doğal ağırlık aralığımızı da belirler. Aynı şekilde hepimizin ayak numarası, saç rengi, boy uzunluğu farklı olduğu gibi doğal ağırlık aralığımız da farklıdır. İşte bu doğal ağırlık aralığımız ile ilgi ortaya atılan teoriye Set Point teorisi, Türkçe olarak ayar noktası denir.
Set point teorisi der ki vücut ağırlığı, DNA da yer alan kilo temel noktasına göre belirlenir. Bu noktaya göre sabit bir kilo aralığımız var ve bu kilodan ne kadar uzaklaşabileceğimizi de DNA da yer alan kilo temel noktası belirliyor. Yani Vücut ağırlığımız DNA ‘mızda kodlu bu kilo temel noktasına göre belirleniyor.
Set point teorisi, vücut ağırlığının biyolojik sinyaller tarafından kontrol edilen genetik olarak önceden ayarlanmış bir aralıkta olduğu düşüncesini temel alır. Beynimizin hipotalamus bölgesi yağ hücrelerimizden sinyaller alarak ve açlık tokluk metabolizmamızı kontrol eden leptin, gralin ve insülünin salınımını düzenler. Set point teorisi vücut kilomuzun belirli zamanlarda inip belirli zamanlarda çıkabileceğini ama nihayetinde taban kilosuna geleceğini söyler.
Set Point Noktamızı Nasıl Anlarız?
Eğer açlık atakları yaşamıyor, yemek yerken doyduğumuzu hissediyor ve kendimizi durdurabiliyorsak, düzenli uyku uyuyabiliyor ve stresli olduğumuzda bu durumu kontrol edebiliyorsak, yemek saatlerimiz sezgisel olarak bir düzendeyse her gün hemen hemen aynı saatlerde acıkıp aynı miktarda besin tükettiğimizde doyuyorsak ve uzun süredir aynı kilo aralığındaysak set point kilomuzda olduğumuzu anlarız.
Peki olduğumuz kilodan memnun değiliz ve kilo vermek istiyoruz. Kilo kaybı oldukça vücut kendini korumaya alıyor ve güvende hissettiği set point noktasına dönmek istiyor. Bunun için neler mi yapıyor?
İlk olarak uzun süre düşük kaloride beslendiysek vücut kendini korumaya alıyor ve metabolizma hızını yavaşlatıyor. Gün içinde daha az enerji harcamamızı sağlamaya çalışıyor. Uzun süre kısıtlı kalori ile beslendiğimizde halsiz kaldığımızı, pek hareket etmek istemediğimizi fark ederiz bunun nedeni vücudun bazal metabolizma hızını düşürerek harcanan enerjiyi kısmaya çalışmasıdır.
İkinci olarak ghrelin hormonunun daha fazla salınmasını sağlıyor. Ghrelin hormonu vücutta birçok işleve sahiptir. Bunlardan biri açlık hissetmemizi sağlamasıdır. Kilo verdikten sonra açlık hormonu ghreliin artar. Vücut eski kilosuna dönmek için Ghrelin hormonunun salınımını arttırarak iştahın açılmasını ve daha çok besin alınmasını sağlamaya çalışır.
Peki set point değiştirilebilir mi, ne kadar zayıflarsak zayıflayalım vücut aynı kiloya dönmek için çaba harcamaya devam mı edecek?
Bazı zamanlarda diyet yapmasak bile kilomuz birkaç kilo aşağıya inebiliyor veya yukarıya çıkabiliyor. Araştırmacılara göre bunun sebebi zamanla reaktif sinyal sisteminin düzenli çalışamaması ve leptin-insülin direncinin gelişerek kilo alınması. Aynı zamanda dışsal faktörler de kilo alınmasına ve set point noktamızın yükselmesine sebep olabiliyor.
Peki set point noktası yükselebildiği gibi olduğumuz kilodan daha aşağıya da çekilebiliyor mu? Teorinin savunucuları aniden şiddetli kilo verilmemesi gerektiğini, kademeli ve düzenli bir beslenme ile kilo verildiğinde set point noktasının aşağıya çekilebileceğini söylüyor.
Bu konuda aklımıza takılan bir diğer soru işareti ise mide ameliyatı ile zayıflamış olan kişiler.
Mide ameliyatı ile zayıflayan kişiler set point noktasını düşürebilirler mi?
Mide ameliyatı geçirmiş kişilerle ilgili henüz bu alanda yapılan bir bilimsel çalışma yok fakat yapılan gözlemlere göre ameliyattan sonra bir kısım kilosunu koruyabilmiş iken bir kısmın eski kilosuna geri çıktığı görülüyor. Burada kilo kontrolünü sağlamak, iştahını kontrol edebilmek ve olduğu kiloyu koruyabilmek için psikolojik durumunu buna hazırlayabilmek biraz kişiye kalıyor. Psikolojik olarak kendini buna hazırlamış ve iştah kontrolünü sağlayabilen kişilerin kilo kontrolünü sağladığı gözlemleniyor.
Yazımızda bahsettiğimiz gibi vücut hızlı kilo kayıplarında kendini korumaya alıyor ve kilo vermeyi duraklatıyor veya kilo alınmasını sağlamaya çalışıyor. Bu gibi durumları yaşamamak için düşük kalorili olmayan kişiye özel hazırlanmış makro ve mikro besin ögelerinden yeterli diyetlerle kilo verimi sağlanmalıdır. Bilinçli ve kalıcı kilo kaybı için Mutlaka bir diyetisyen ile çalışılmalıdır.